Uğur Meleke (Hürriyet/Spor Arena) - Sergen Hoca son birkaç haftadır takımındaki düşüşü, bazı oyuncuların iştahtutku eksikliğine bağlıyordu. Gerçekten de siyah beyazlıların coşkusunda bir eksiklik vardı son dönemde. Ancak madem Sergen Hoca bu alanda bir sorun seziyor, öyleyse tutkusu eksik olanları kenarda oturtmalı, tutkusu tam olanları oynatmalıydı. Yalçın’ın son haftalarda hem takımının arzu düşüklüğünden şikayetlenip, hem de 11’ine radikal bir neşter vurmaması bir tezattı bence. Kasımpaşa her bir oyuncu değişikliğiyle büyürken, Sergen Yalçın’ın her hamlesi geriye götürdü takımını. Umut Bozok, Mart’ta milli takımda olması gerektiğini kanıtladı bir kez daha. Ümit milli sol bek Eren doğrudan tesir etti maça. Varga da öyle. Sergen Yalçın görevine devam etmek istiyorsa, bu takıma daha net bir neşter vurmalı. Welinton değil Serdar başlamalı artık. Dün sonradan giren Güven gibi, kadroya dahi almadığı Montero gibi gençlere güvenmeli. Tutkusu eksik olanları acilen ayıklamalı.
Ali Ece (Fanatik) - Can’ın 12’de rakip kaleye kramponla gönderdiği füze şut tekniği açısından şahane. Can’ın asıl fark yaratan özelliği ise gol olan şutundan hemen önce de şahit olduğumuz gibi topu kaptırdığı pozisyonda bile hemen karşı presle sekebilecek topları kovalayıp geri kazanabilmesi. Ghezzal yorulup çıkınca Can Bozdoğan merkezden kanata kaydırıldı ve Beşiktaş’ın merkezdeki direnci, devamlılığı iyice sekteye uğradı. Yine1-0 öndeyken Ajax maçındaki gibi boş kaleye gol yenilmesi ekstra moral bozucu: Savunma olarak ne ofsayt da senkronize çıkıyorsun ne de defans arkasına koşan rakipleri kovalıyorsun. Bu kafayla zaten gol yemeden maç tamamlaman mucize olurdu!
Güntekin Onay (Hürriyet/Spor Arena) - İlk 45 dakikada maçın hakimi olan Beşiktaş, ikinci yarının başlamasıyla birlikte kontrolü Kasımpaşa’ya verdi. Bunun temel nedeni Larin ve Batshuayi’nin hemen hemen buluştukları tüm toplarda yaptıkları basit top kayıplarıydı. Siyah beyazlılarda kötü gidiş devam ediyor ve sinyaller hiç de iyi değil. Biraz diri olan ve mücadele eden her takım Beşiktaş’ı yeniyor veya puan alıyor. Siyah beyazlılar gerek fiziksel gerekse de mental olarak dibe vurmuş durumda.YANIT BEKLEYEN KRiTiK SORULAR· Beşiktaş nereye koşuyor?· Bu tablonun açıklaması nedir?· Çöküşün sorumlusu kim? Bu sorular yanıt bekliyor. 2001 doğumlu Can Bozdoğan’ın attığı harika gol ve oynadığı futbol dışında Beşiktaş taraftarı dün de çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadı.
Cem Dizdar (Fanatik) - İkinci yarı Beşiktaş anlaşılmaz -belki de anlaşılır (!) - biçimde oyundan çekildi! Josef / Atiba direnç hattı düşünce kolay çıkışlar bulan Kasımpaşa rakibini geri koşturup durdu. Ancak orta yapma hastalığını tedavi edemedikleri için onlar da çoğunlukla nafile hücumlarla oyalandı! Yine de Beşiktaş ceza sahası önüne büzüşmekten vazgeçmediği için "Ha attı ha atacak" oyununu sürdürüp nihayet 82’de attılar da… Mevkilerindeki ‘’isim sahibi’’ oyuncular sakat, cezalı ya da huzursuzluk çıkarmadığı sürece Rıdvan ya da Can gibi oyuncular ilk on bir yüzü göremiyor. İki oyuncunun bu performansı da tesadüfi olamaz. Nasıl olurda bu durum antrenmanlarda tespit edilemez? Bu da bizi ülkedeki bir diğer soruna taşıyor. Vasat teknik direktörlükler birbirlerini besliyor! Ve kazanan bilgi ve gelişim değil hep "sıradanlık" oluyor.
Serdar Ali Çelikler (HaberTürk) - Beşiktaş'a 2 kupa kazandıran farklılık ATLETİZM ve 2 Süper Yetenek'in katkılarıydı. N'Sakala - Josef - Atiba ve Mensah atletizm katıyordu. Larin inanılmaz gol sayılarına ulaşıyordu. Ghezzal sezonun oyuncusu oldu ama asıl takımın ritmini belirleyen ve yetenek katkısını sonuna kadar veren isim Aboubakar'dı. Nitekim Abou'nun olmadığı ligin son dönemecinde, Beşiktaş elindeki şampiyonluğu 1 gol averaj farkına düşürdü. Batshuayi iyi bir forvet. Ama Abou bambaşka bir oyuncu. Aslen takımın en öndeki oyun kurucusu. Larin'le yer değiştirir çaprazdan pozisyona girerdi. Top attınız mı Batsu gibi hemen kaybetmezdi. Ghezzal'ı asist kralı yapardı. 3 pozisyona girdi mi 2'sini içeri atardı. Beşiktaş'a şampiyonluk kazandıran sistemin asli unsurunun Abou olduğu bir kez daha ortaya çıktı.