"Jesus geç kaldı" - Bülent Timurlenk | İlk maçtaki skor sonrasında Kadıköy'de tur zor ama imkânsız değildi. Fenerbahçe hafta sonu dinlenmiş, Sevilla lig maçından geliyordu. Bir haftadır Jesus'un ayrılık haberlerinin konuşulduğu ortamda taraftarın desteği ile bu spekülasyonlardan etkilenmeyen bir Fenerbahçe vardı. Portekizli hoca, orta sahayı Arda ve İsmail'e emanet ederken sol bekte Oosterwolde zor maçta görücüye çıktı. İsmail Yüksek ve Arda'nın iyi oyunu tereddütleri ortadan kaldırırken Batshuayi'nin erken sakatlığı ve yerine giren Joshua King'in klasik etkisiz oyunu Fenerbahçe'yi hücumda gene kilitledi.Sevilla sol tarafta Acuna ile Ferdi'yi kitlerken milli oyuncu bulduğu ilk fırsatta penaltıyı yaptırdı. Fernando ve Rakitic'in yorgun düşeceği belliydi. Fenerbahçe ikinci yarıya da iyi başladı. Öyle ki kaleci Altay üşümemek için ceza sahası önünde tek başına idman yapıyordu. Takım önde ve 1 golle turda eşitlik sağlanacakken taraftarın sahaya attıklarının mantıklı bir açıklaması yok. Evet Sevilla kalecisi oyunu ağırdan alıyor, tribünleri tahrik ediyordu ama 7-8 dakika duran oyunda da hakem Oliver de "Mağdur Sevilla'nın" arkasında durdu.Jesus etkisiz Oosterwolde'yi alıp Szalai'yi sol bekle çekip, 70'de dörtlü defansa dönebilirdi. Farklı değişikliklerle dizilişi değiştirmekte geç kaldı. Sampaoli'nin kenardan getirdiği adamların hepsi topla vakit çalınca, oyun kitlendi kaldı. Doğrusu yazık oldu. Savunmaktan başka hiçbir planı olmayan İspanyollar elden kaçtı. Tribünlerden kimler bu yabancı maddeleri atıyorsa tek bir çağrım var... Bir daha gelmeyin maça. Fenerbahçe'ye 1 kuruş hayrınız yok. (Sabah)
"Sınırda oynamak!" - Gürcan Bilgiç | Gece kendine özel gerilimini dakika dakika yaşattı herkese. Fenerbahçe için sadece üstün olmak, kontrolü elinde tutmak yeterli değildi. Hem golü kovalayacak, hem de pür dikkat rakibin nefesini kesecekler. Tribünler yükünü almış, umudunu – inancını sahadakilere gösterdi. Ama maçın başındaki tempoyu yitirip, "seyirci" moduna geçince, Sevilla'nın istediği düşük tempoya geçildi. Yarım pozisyonun bile olmadığı ilk yarıda, Ferdi'nin etkili bindirmesinde Telles'in açılan kolu, penaltı golünü getirdi. İkinci yarıda Fenerbahçe adına taktik hamleler vardı ama Sevilla'nın planı maçı "çamura" yatırmak oldu. Vakit geçirmeler başladı. Yere düşen kalkmadı, hakem üstüne oynandı ve seyirci de bu oyuna geldi. Fenerbahçe tempoyu eline geçirip, şutlarla kaleye yaklaşıyordu ki, kendi seyircisi maçı durdurdu. Olacak iş değil… Jesus'un altı Türk oyuncuyla başladığı maçta Arda ve İsmail kendi sahnelerini mükemmel oynadılar. Ferdi'nin de varlığıyla sağ kanadı kullandılar sürekli.Hem önde baskı, hem de dikine oynayan oyuncular ile üretmenin peşine düşerken, beşli defansın önündeki iki ön libero ile duvarı ördü Sevilla. Bir hata daha yapacaklardı. Valencia'nın burnu sürekli gol kokluyordu. İki kere daha denedi. Jesus'un maç hamlesi Rossi ve Emre Mor gibi adam eksilten oyuncularla oldu. Fırsatlar da geldi ama çeyrek final kapısını sürekli çalıp durduk. Kazanma sınırında oynana ilk maçında, dünkü karşılaşmanın da kırılma noktası iki takım arasındaki tecrübe farkıydı. Her türlü gerginliği kendi lehine yorumlamayı bilen Sevilla karşısında, performansını zorlayan Fenerbahçe. Üstelik seyircisinden de istediği desteği alamadan. Bir perde kapandı ama ciddi bir güç gösterisi ve limitini bilmeyi cebine koydu Fenerbahçe. İyi bir takıma sahipler, karakterli oyuncuları var ve ahlaklılar. (Fotomaç)
"Jesus'un ilginç tercihleri!" - Ömer Üründül | Fenerbahçe, taraftarının müthiş desteğiyle çok hırslı ve tempolu bir ilk yarı sergiledi. Ancak bu baskılı oyun üretkenliğe dönüşmüyordu. Bunun en önemli nedeni Sevilla'nın savunma ağırlıklı futboluydu. Takım halinde topun arkasına geçerek uyguladıkları tek blokluk kompakt futbol, pozisyon bulmayı çok güçleştiriyordu. Bu yarıdaki en önemli artı gol ararken rakibe pozisyon verilmeyişiydi. Devrenin sonunda penaltıyla çok kritik anda skor avantajı elde edildi. İkinci yarıya da hırslı ve etkili bir başlangıç yapıldı. Ama kale arkası tribünlerinden atılan yabancı maddelerle oyunun uzun süre durması takımın motivasyonunu olumsuz etkiledi. Tabii bu arada ilerleyen bölümde takımda doğal olarak yorgunluk başladı. Buna rağmen seyircinin maçı bırakmaması takımı yine son bölümde ateşledi. Baskı kuruldu ancak ataklar organize değildi, kalabalık savunma arasında yüksek toplara döndü. Çok net pozisyonlar olmasa da heyecan dolu tehlikeler gelişti. Bu arada Samet, bir ortada kafa vuruşuyla gole yaklaştı ama olmadı. Sonuçta da ne yazık ki tek farklı galibiyet ve futbolcuların iyi niyetli mücadeleleri maçı uzatmaya götürmeye yetmedi.Jorge Jesus'un ilk 11'i çok ilginçti. Aylardır oynamayan İsmail ilk 11'deydi, bana göre çok da iyiydi. Neden bugüne kadar yedek kaldı? Oosterwolde geldiğinden beri toplam 15 dakika oynamıştı o da ilk 11'de vardı. Arda yorulana kadar gayet iyi mücadele etti. Fenerbahçe bu turu, maçın ilk yarısında kaçırdığı net fırsatlar ve ilk maç 1-0'dan sonra oyunu tutmayıp, ikinci gol yemesi yüzünden elendi. Çünkü rakip dün geceki gibi kapanacaktı. Dağınık savunmayı hiçe sayan rakip karşısında iş bitirilmeliydi. (Sabah)
"Ah Jesus ah!" - Zeki Uzundurukan | Jorge Jesus'tan sürpriz bir kadro bekliyordum. Maçtan önce A Spor'daki yayınımda Arda Güler ve Oosterwolde'nin ilk 11'de çıkacağını söylemiştim. İsmail Yüksek, kimsenin aklının ucundan bile geçmiyordu. Oysa sezona ne kadar potansiyelli başlamıştı. Dün de iyi savaştı. Sevilla, üzerine biraz gidince bocalayan bir takım. Dün ilk yarıda bu kadar topla oynamışken, daha fazla şut atsaydık belki de maçı koparacaktık. Arda Güler, hep hücumu ve golü düşünen bir oyuncu. Helal olsun! Dün çok top çaldı, ayağındaki topu kaptırmadı, Sevilla defansına çok zorluk çıkardı. İkinci yarının hemen başında rakip kaleye bir füze gönderdi Arda! Bu şuta şapka çıkarılır şapka!Tam rakip kaleye akın akın geliyoruz; oyunu tek kaleye çevirmişiz, işte bu anlarda tribünlerden atılan bir çakmak, Sevilla'ya adeta ilaç gibi geldi. Sevilla kalecisi Dmitrovic, yaralanma bahanesiyle yerde 5 dakika yattı. Takımını dinlendirdi, oyunu soğuttu. İlk yarıda yapamadığımızı 60'tan sonra yapmaya başladık. Bol bol şut attık rakip kaleye. Özellikle Valencia'nın şutları Sevilla için bir kabus oldu. Sampaoli, ikinci yarıda oyuncu üstüne oyuncu değiştirirken, Jesus çok bekledi. Oysa İrfan Can ve Crespo oyuna girse, hücumda daha etkili olabilirdik. Jesus'un, Oosterwolde'yi çıkaracağını düşünürken, Zajc'ı çıkarıp Mert Hakan'ı oyuna aldı. Ardından peş peşe değişiklikler geldi Jesus'tan. Hepsi tamam da Sevilla'ya nefes aldırmayan Valencia neden çıktı? Sahanın en iyisiydi ve Fenerbahçe'nin gol ve gollere ihtiyacı vardı. Fenerbahçe iki maçta da Sevilla'ya futbol dersi verdi ama turu kaybetti. Kazanmak ülke puanı açısından önemliydi. Ama kazanmışken turu da geçmeliydik. Çünkü biz bunu hak ettik. Turu geçsek, final yolumuz açıktı. Fenerbahçe, dün tarihin eşiğine kadar geldi, hak etti ama gülen taraf İspanyollar oldu. Yazık, çok yazık oldu! Peki Fenerbahçe turu Sampaoli'nin tecrübesi nedeniyle mi, yoksa Jesus'un hatalara ile mi kaybetti? İşte burası çok önemli... (Fotomaç)
"5.5 dakikalık ihanetin sonucu" - Uğur Meleke | Dün, sezonun en önemli maçının santrası itibariyle fabrika ayarlarını kısmen hatırladı Jesus. Neden 11’de olduğunu kendisi de anlamayan Oosterwolde dışında uyumlu ve tutkulu bir oyuncu grubu vardı sahada. Fenerbahçe, sezon başında olduğu gibi önde baskıyla başladı, kaybettiği topları çabuk geri kazandı. Atak sürekliliği beraberinde 39’daki penaltıyı ve umutları da getirdi. Fenerbahçe soyunma odasına galip gitmenin verdiği enerjiyle ikinci yarıya da iyi başladı ve 49’da Arda, 50’de King, 53’te Valencia ile üç mutlak fırsat yakaladı. Ancak tur iki sebeple kayıp gitti elden.Altay 100 metre geriden geldi1- 54'üncü dakikada son derece mânâsız bir şekilde kale arkasından yabancı madde yağdı sahaya. O anlarda iyi bir hava yakalayan oyuncuların ritmini o spor teröristleri düşürdü. Dmitrovic yerde kaldı. Hakem anons yaptırdı.Altay uyarı yapmak için 100 metreden geldi oralara. Beş buçuk dakikalık bir ihanet yaşandı adeta orada. Ve muhtemelen Fenerbahçe’nin galip gelmesini istediklerini iddia eden o spor teröristleri, maçın ritmini söndürdüler o yabancı maddelerle.Jesus sabit fikirliydi2- Jesus son dönemde birçok maçta olduğu gibi oyuncu değişiklikleri konusunda sabit fikirliydi. 83’ten çok daha önce bir stoper çıkarıp dörtlü savunmaya dönebilirdi. Daha ikinci yarının başında Oosterwolde/Samuel değişikliği gelebilirdi. Ayrıca Fenerbahçe’nin neredeyse tek gol umudu olan Valencia’nın her iki maçta da 80’lerde çıkması hayal kırıklığı. (Hürriyet)