ING Kadınlar Basketbol Süper Ligi ekiplerinden Antalya Toroslar, 8 hafta sonunda aldığı 4 galibiyet 4 mağlubiyetle 9'uncu sırada yer alıyor.
Antalya ekibini çalıştıran ve ligin tek Türk kadın başantrenörü olan Selen Erdem, Spor Arena’ya verdiği röportajla dikkatleri bir kez daha üzerine çekti. Spor Arena’dan Gamze Türk‘ün röportajının soru ve cevapları şöyle:
"İnanılmaz. O günü anlatamam. Yöneticimiz beni aradı, ‘Bir video var, Instagram’ı aç göreceksin’ dedi. Instagram’ı açtım, ‘Ne oluyor?’ dedim. Ben de anlam veremedim ama çok güzel ve heyecanlı bir dönem. Bir röportaj yapmıştık. O röportajın üstüne arkadaşlar çekimleri yapıyor. Benim de haberim yoktu. O benim tamamen doğal halim, haberim olsaydı biraz daha dikkat edebilirdim. Fatih hocamla bu kadar benzediğimizi ben de bilmiyordum ama gerçekten arka arkaya videolar konulunca, inanamadım. Hayatım bir anda değişti. 2 bin 300 olan takipçi sayım 150 bini geçti. Normal hayatım da değişti. İnsanlar fotoğraf çektirmek istiyor, tanıyor, utanıyorum. Heyecanlandım tabi ama hiçbir zaman da işimin önüne geçmemesi lazım. Mutluyum."
"İlk olarak benim maçlarıma gelen çok sevdiğim arkadaşlarım yaptı. ‘Selen hareketlerin falan !Fatih Terim gibisin’ diye dalga geçiyorlardı benimle. Maçtan sonra tribündeki insanlar da benzetiyordu. Röportaj esnasında, ‘Sizi benzettikleri biri var mı?’ diye sorulduğunda, ‘Evet, Fatih Terim’e benzetiyorlar’ dedim. Olay oradan çıktı, buraya kadar geldi."
"Hiç tanışmadım, çok isterim. Karşıma çıksa ne yaparım bilmiyorum. Heyecandan elim, ayağım titrer ama çok istiyorum. Dünya çapında o kadar büyük bir spor adamı ki, nasıl hayran olmam? Branş fark etmeksizin herkesin örnek aldığı bir insan. Benim de baktığımda budur dediğim ender insanlarda biri Fatih Hoca."
"Sahanın içerisine adım attığım andan itibaren bambaşka bir disiplin giriyor işin içerisine. Olmam gereken kişilik aslında o ama özel hayatımda agresif bir insan değilim. İş alanında öyle olmak zorundayım, kazanmayı çok istiyorum bu da agresiflik yapıyor. 22 senedir antrenörlük yapıyorum, o günden beri böyleyim. Kadın basketbolu, 12 kadın sporcum var, iki kadın asistanım var. Otoriteyi sağlamam lazım. Özel yaşantımda çok tatlı, normal bir insanım. Başarılı olmak istiyorsak işte disiplin en önemlisi."
"Çocukluğumuzda antrenmana giderken eşofman, şort, tişört giyerdik. Hep ciddi giyinmeye özenmiştim. Annem öğretmen, her gün farklı bir takım giyerdi. Sonra antrenörlüğe başladım. ‘Sahaya çıkarken topuklu ayakkabı giyeceğim’ dedim. Herkes erkek zaten, ‘Ya duramazsın böyle’ dediler. ‘Yok özel hayatımda zaten çok seviyorum, dururum’ dedim. Bu 2003 senesinde oldu. Öyle başladı. Antrenör olarak sahaya çıktığım andan itibaren topuklu ayakkabı giyiyorum. Hiç düz ayakkabıya geçmedim, takımıma göre rengi değişir."