Uğur Meleke: "Türk futbolunun kâbus gecesi" | Akşam saatlerinde Brugge karşısına çıkan Beşiktaş, ilk maçın hemen hemen bir kopyasını sahneledi İstanbul’da. Tek fark, ilk maçta da tek kale oynayan Brugge’ün bu kez sayısız net pozisyonunu harcamamasıydı. Belçikalılar dün üçüncü bölgede verimli oynayınca maalesef farklı bir sonuç çıktı ortaya. (HÜRRİYET)
Güntekin Onay: "Utanç gecesi" | Beşiktaş tarihinde yenilgiyi bu kadar kolay kabul eden ve çaresiz bir takım hatırlamıyorum. Hem de iç sahada. Beşiktaş tarihinin en büyük utanç duyulması gereken gecelerinden birisinin sorumlusu mevcut yönetimdir. Bir takım bu kadar sahipsiz ve çaresiz bırakılmaz. Ne yazık ki Ahmet Nur Çebi ve yönetimi dün gece yaşanan utancın baş sorumlusudur. Bir futbol takımını bu kadar sahipsiz bırakırsanız yaşanan bu hezimete de yol açmış olursunuz. Kimsenin Beşiktaş taraftarını bu kadar üzmeye ve utandırmaya hakkı yok. Club Brugge oynadı ve biz 90 dakika seyrettik. Hiç yaşanmamış olmasını dilediğimiz skandal ve utanç verici bir geceydi. Herşeyin özeti ne yazık ki bu. (HÜRRİYET)
Ali Gültiken: "Herkesin aklını başına alması lazım" | Oyuncu eksiklikleri, sakatlıklar bir mazeret olarak kabul edilebilir ama bunun da bir sınırı var. Maçtan bu kadar kopuk, konsantrasyondan bu kadar uzakta bir görüntü çok da normal değil. Beşiktaş'ın önünde uzun bir sezon var. Futbolcuların oyun disiplininden bu kadar koparak oynamaları anlaşılır değil. Takımın kendi içerisinde bir reaksiyon ortaya koyabilmesi en azından mücadele olarak ayakta kalması gerekirdi.Yeni oynayan futbolcuları mazeretleriyle kabul edebiliriz ama bu sezon takıma katılan yabancı oyuncuların sahadaki davranışları ve performansları Beşiktaş adına çok büyük bir hayal kırıklığı olarak devam ediyor. Bu görüntüler Beşiktaş kalitesinin görüntüleri değil. Herkesin bir an önce aklını başına alması lazım! (SABAH)
Fatih Doğan: "Ruhlarını Ümraniye'de unutmuşlar" | Futbolda temel bir kural var. Maç kazanabilirsiniz, maç kaybedebilirsiniz ancak kötü mücadele edemezsiniz… Dün Club Brugge maçını izlerken futbolcular ruhunu Ümraniye'de unutup stada gelmiş duygusu oluştu. Ne hırs vardı, ne de mücadele. Bırakın rakibe tekme atmayı, topa kafa, formayı ıslatan futbolcu sayısı 2-3'ü geçti mi emin değilim. Kadro mühendisliğinin yanlış olduğunu, kadronun vasat bırakıldığını defalarca yazdık. Ancak daha vahimi bu takımda Brugge maçı öncesi bu kadar sakat nasıl oldu? Bu sakatlıkların sorumlusu kim? Rıza Çalımbay maçtan önce kendilerinden önce yanlış yüklemelere de dikkat çekmişti. Beşiktaş'ı rehabilitasyon merkezine çevirirseniz, stajyer hocalara, stajyer sportif direktörlere takımı verirseniz işte bu acı tabloyla karşılaşırsınız. (SABAH)
Ali Ece: "Biriniz Süleyman biriniz Seba olun!" | Adalı Talisca; Arat, Ernst tipi bir oyuncu alır; kadroya ihtiyacı olan acil pansuman yapılır. Sonra maddi ve manevi açıdan daha güçlü Milli Mutabakat Yönetimi futbol şubesinde Feyyaz Uçar ve Şifo Mehmet Özdilek 2024 yazında yapılması gereken takviyeleri belirlerler. Başkan adaylarının birleşmesinden doğacak daha güçlü mali ve mental yapıyla güçlü bir Beşiktaş takımı oluşturulur. Yani başkan adaylarından birisi Süleyman, birisi de Seba olur. Bu vesileyle beni şef scout veya kadro mühendisi olarak görmek isteyen tüm Beşiktaşlılar’a boynumun borcudur. İki başkan adayının birleşmesini sağlayın ben yine talep edilen her sezonda olduğu gibi üzerime düşeni yaparım. Yine tek kuruş veya görev ünvanı istemem. (FANATİK)
Cem Dizdar: "'Sihirli dokunuş' demişti birileri!" | Sezonun başından bu yana Beşiktaş’ın antrenman sorunları apaçık ortadaydı. Dün akşam yaşananlar bu durumun sadece sonucudur. Zaten ortalaması vasat altı olan ligin dibindeki takımları güç bela yenince ‘Çalımbay dokunuşu’ türünden hamasi başlıklara ikna olanların olan biteni anlamasını zaten beklemiyorum. Ne var ki, Rıza Çalımbay’la devam edeceğini açıklayan başkan adaylarının da konu üzerine eni konu düşündüğünden emin değilim. Düşünün, maç öncesi elinde oyuncu olmadığını söyledikten sonra sahaya haniyse milli takımlar seviyesi bir kadro süren teknik adamın takımı maç boyu sahada uyurgezer gibiydi. Üstelik bu teknik adam 17 yaşında Beşiktaş A takımıyla sahaya gönderilmişti o zaman ki hocası tarafından! Yine de sorun kesinlikle Çalımbay ve ekibinde değil. Durum tamamen geçmişten gelen antrenman sorunuydu. Bir de düşünün ki bu takım ligin üçüncüsü! Hangisinin durumu daha acıklı acaba? (FANATİK)