Gürcan Bilgiç - SABAH | Biletlerin tümünün tükendiği bir Kadıköy gecesinde, maçı kazanacak değil, "kaybetmeyecek" kadroyu sahaya sürdü Vitor Pereira... Hangi analiz veya hesabın peşinde olduğunu bilemediğimiz bir bakış açısı bu. Beşli defansın önüne Crespo-Zajc merkeziyle çıkıyorsanız, topa hakim olan değil "peşinde koşan" bir niyetiniz var demektir. İrfan Can, Mert Hakan veya Valencia... Eğer sizin oyun ve pas kalitenizi yükseltecek bu ekip kenardaysa, başka bir anlam çıkmıyor. Bu "yetersiz" bakış açısına rağmen, futbolun kendi kurallarındaki şans anları Fenerbahçe lehine gelişti. Penaltı, arkasından Vida'nın hatasıyla skoru lehlerine çevirdiler.
İlk yarıdaki korakor oyunun bedelini ise, ikinci yarıda "teslim" olarak ödediler. Beşiktaş beraberliği sağladığında 73'e 27 topun sahibiydi. Üç pas üst üste yaptırmadı rakibine. Szalai'nin sol bekliğinde, Ghezzal sahanın parlayan ismi olma şansını yakaladı. Fenerbahçe adına en güzel şey, taraftarının doldurduğu tribünler. Derbinin ne demek olduğunu teknik adamından çok iyi bilen, yönetiminin vizyonunun çok daha önünde olan bir taraftar var. Bu takımı, böylesine "yetersize" teslim edip, seyreden Başkan Ali Koç seyirci isyanını doğru değerlendirsin. "Düzeltsin" bu işleri...
Serdar Ali Çelikler - HABERTÜRK | Şimdi kendinizden pay biçin. Bir işyerinde çalışıyorsunuz. Patron sizim işinize son veriyor. 2 hafta sonra olmayacağınızı herkes biliyor. Yerinize gelecek isimler konuşuluyor. Bu ortamda ekibinizi nasıl yönetirsiniz? Bu halde, çalıştığınız kuruma nasıl fayda sağlarsınız? Vitor Pereira ve F.Bahçe'nin yaşadığı budur. O da bu halde iken 'aşığı olduğu kendi fikrince' 5-2-3 ile sahaya çıktı. Herkes 3-4-3 diyor ama Osayi de sol kenarda oynayan Attila da kendi kalelerine doğru geri çekildiğinden 5-2-3 oluyor. Haliyle her durumda orta sahayı rakibe veriyorsunuz.
Her maçta. Beşiktaş'a karşı da yine öyle oldu. Beşiktaş iyi oynarken F.Bahçe; ilk atağında penaltı kazandı. Bence penaltı değildi. Bu karar sonrası ev sahibi öne geçti. F.Bahçe için ideal bir ortam oluştu. Bekleyecek ve kontra arayacaklardı. Ceza alanında kalabalıkken Josef'in şutu eşitliği getirdi. Beşiktaş yine etkin oynamaya başlamışken Vida'nın büyük, Ersin'in küçük hataları sonrası F.Bahçe skoru buldu. 86'da Serdar Dursun'un şutuna kadar başka da pozisyona giremediler zaten.
Beşiktaş ise 2. yarıya doğal olarak önde başladı ve mükemmel bir Rıdvan ortasına harika bir Josef kafa vuruşuyla eşitlik geldi. Sonrasında bomboş bir maç oldu. İrfan - MHY takviyesine rağmen top tutamayan ön alan baskısı kuramayan F.Bahçe ve tersine Fener alanına doğru dürüst geçemeyen Beşiktaş vardı. Artık tesadüflere ve kişisel hatalara bağlı kalan gol pozisyonunun sonuncusu son saniyede Batshuayi'ye geldi. Onun şutu da direkten dönünce kalitesiz kötü futbol maçı 2-2 bitti.
Kim ve Crespo için teşekkür edip Vitor Hoca ile yolları ayırmak lazım. Önder Karaveli Hoca belli ki çok kaliteli bir futbol adamı. Takıma pozitif etki etmiş. Belki de onunla devam etmek doğru karardır. Fırat Aydınus büyük tecrübesi ile yine maçı 'kendini kurtaracak kadar' yönetti. Penaltı ve Necip'in sakatlandığı pozisyonda VAR ile ne konuştuklarını merak ediyorum.
Ercan Güven - MİLLİYET | Trabzonspor tarafından henüz mevsimi gelmeden “şampiyonluk rezervasyonu yapılmış” sezondaki bir Fenerbahçe-Beşiktaş derbisine göre hiç de umulmadık hız, mücadele, kazanma arzusu ile başladı maç. Birinin hocası gitmiş diğerininki bavulunu hazırlarken kim tahmin edebilirdi ki, seyir zevki yüksek böyle derbiyi!Evet… Derbi seyirlikti sadece.
Sorunlar aynı kaldı, zirveye uzaklıklar aynı. Ne oynayanlara bir şey kattı, ne de eksiltti. Hele kendi sahasındaki Fenerbahçe’ye sıfır katkı. En keyifle seyreden Trabzonspor olmalıydı. Fenerbahçe’nin farkı, takım kurgusunda Novak’ın stoper Szalai’nin kanat bek olmasıydı. İşin ilginci her ikisi de beklenenin üzerinde verimliydi ilk yarı. Fenerbahçe skor istiyordu, Beşiktaş oyunu ele alıp sonra sonuca gitmeye çalışıyordu önceleri… Her ikisi de rakibe baskı yaptığı için maç baştan sona sete oturmadı. Uzun toplar, kazanılan toplardı belirleyici…
Dakikalar 60’ı geçince Pereira, adeta oyuncu değiştirmedi, takımı değiştirdi yine… Zajc ve Rossi’yi çıkarıp Mert Hakan ile İrfan Can’ı oyuna kattı. Ardından Berisha- Serdar Dursun değişikliği geldi. Uzatmada ise Valencia!.. Sanki Fenerbahçe galipti, zaman geçirmeye çalışıyordu Pereira.Bir yandan topu rakibe bırakıp bir yandan topla oynamak isteyen adamları sahaya sürmek nasıl bir çelişki acaba? Uzatmaya gerek yok; adam zaten gidici! Maçın son bölümünde Fenerbahçe Beşiktaş’ı zorlamaya çalıştı ama geç kalmıştı. Derbi anlamsız ve kimseye faydası olmayan bir puan paylaşımıyla tamamlandı. Cumartesi günü ne sorun varsa bugün yine aynı.
İlker Yağcıoğlu - TAKVİM | ŞAMPİYONLUK yarışından çok uzakta kalan iki ezeli rakibin mücadelesi ve ortaya koyduğu oyun herkese keyif verdi.Maçtan önce Pereira'nın nasıl bir 11'le başlayacağı merak konusuydu. Portekizli çalıştırıcı orta sahayı Crespo ve Zajc'a emanet edip Gustavo- Sosa ikilisini kenarda bekleterek yine herkesi şaşırttı. Szalai'yi sol çizgide Novak'ı da sol stoper olarak oynattı. Bu orta saha ile de Beşiktaş'ın orta alan üstünlüğünü almaması neredeyse imkansızdı. Öyle de oldu... Beşiktaş topa sahip oldu ve oyuna hükmetti.Fenerbahçe öne geçmesine rağmen sonraki bölümlerde tamamen kapanıp geçiş oyunu oynamak istedi.
Özellikle ikinci yarıda orta sahanın tamamen düştüğü anlarda Mert Hakan ve İrfan hamlesi için Pereira çok geç kaldı. Can Bozdağan ilk devre çok etkisizdi. F.Bahçe'de de Zajc en etkisiz oyuncuydu. Kim Min Jae Fener'in en iyisi olarak göze çarptı. Beşiktaş'ta da tabii ki Josef hem Siyah-Beyazlılar'ın hem de sahanın en iyisiydi. Sonuçta beraberlik iki takıma da yaramadı. Zaten liderin çok gerisindeydiler. Şimdi fark daha da açıldı. Kısa gecenin galibi yine Trabzonspor oldu.
Engin Verel - Akşam | Bir tarafta bir hafta önce dört gol atıp, maçı kazanan Beşiktaş ev sahibi olarak diğer tarafta da geçen hafta 3 gol yiyerek İstanbul'a puansız dönen Fenerbahçe. Artık biz Pereira kalır mı gider mi konusunu bir kenara bıraktık. Hatta sıkıldık bile. Kim ne derse desin Portekizli inatçı. Üçlü defanstan vazgeçmiyor. Be kardeşim bu üçlü defansın tutmuş olsaydı, liderden bu kadar puan farkı yer miydin, hiç düşünmüyor musun? Dünkü kadroya baktığımız zaman klasik Pereira'nın ilk 11'ini sahada gördük. Her hafta değişime uğrayan bir kadro sürmüştü İstanbul derbisine. Halbuki biz ona dedik ki, "Bu takımda Mesut'tan sonra formayı vereceğin ikinci adam sakat değilse İrfan Can olur. Yok onu kurtarıcı olarak ikinci yarı sokuyorum" dersen diyecek bir şey yok.
Ömer Üründül - SABAH: Bu sezon hem ligde hem de Avrupa'da kötü performans gösteren iki takımın derbisinde mücadele vardı ama kalite yoktu. Maça Beşiktaş iyi başladı ama gol F.Bahçe'den geldi. Yeri geldikçe vurgularım; forvet oyuncusu defansa yardım için '18 içine' geldiğinde tehlike var demektir. Nitekim Larin, gereksiz penaltıya neden oldu. Beşiktaş, Josef'in güzel golü ile beraberliği bulup moral kazandı. Dengeleri lehine çeviriyordu ki Vida'nın büyük hatası ile tekrar skor dezavantajına düştü.
2. devre ile birlikte oyunu domine eden Beşiktaş'tı. Bu da beklediğim bir şeydi. Çünkü kadrosu daha çok birbirini tanıyanlardan kurulu. F.Bahçe ise tam tersi. Sonuçta Beşiktaş bu baskının semeresini beraberlik golü olarak buldu. Sonrasında öyle bir saha içi görüntüsü meydana geldi ki her iki takım da kazanabilirdi. Sonuçta maç beraberlikle noktalandı. İki takım da Trabzonspor'a devre bitmeden "Şampiyonluk artık senin elindedir" mesajını verdiler. Pereira çok kötü bir teknik direktör. Oyuncu değiştirmekten korkan insandan teknik direktör olmaz. Değişik kadrolar ve oyuncuların görev yeri ile sürekli oynamak en büyük yanlışı. Dün de şapkadan tavşan çıkardı. Szalai, orta sahanın solunda oynadı.
Beşiktaş, sağ kulvardan dalga dalga gelirken Mesut doğal olarak geriye yardım etmiyor. Ama 'Mesut'u sakın çıkarma' talimatı verilmiş, o da kabul etmiş. İradesiyle karar verse mutlaka çıkaracak. Beşiktaş, sonuca üzülmez. Zaten şampiyonluk şansı yok. En azından 50 bin ateşli taraftar önünde kaybetmedi. Medyada çok yanlış teşhisler yapılıyor. Ben Batshuayi için kendine bakmıyor, fizik olarak düşüş içinde diye defalarca vurguladım. Geçen hafta hiçbir şey oynamazken son 5 dakikada 2 gol-1 asist katkısı verince methiyeler düzüldü. Dün takımın en kötüsüydü. Sahanın yıldızları iki gerçek profesyonel Josef ve Crespo'ydu.