ÖMER ÜRÜNDÜL - SABAH | Sergilenen futbol Galatasaray açısından bundan sonrası için ümit kırıcıydı. İlk 30 dakika Galatasaray oyunu domine etti. Ataklar organize değildi ama baskıda çok sayıda korner kazanıldı. Bu bölümde kaleyi bulan sadece tek şut vardı. 30'dan sonra Galatasaray'da düşüş başladı. Kayserispor da oyunun kontrolünü ele aldı ve üst üste iki güzel golle önemli bir avantajla soyunma odasına gittiler. Fatih Terim devre arasında hiçbir şey yapmayan 3 oyuncuyu çıkararak doğru yaptı. Bir anda çok oyuncu değişikliğine karşı olmama rağmen 4. olarak Oğulcan'ı dışarı almasını bekledim.Galatasaray ikinci yarıya skoru değiştirmek için hızlı başladı. Ama penaltıdan gelen 3. golle bütün saha içi dengeler ev sahibi ekibe geçti. Sonra Galatasaray yüklendi ama bir netice elde edemedi. Galatasaray'da ciddi sorunlar var. Mostafa kendine iyi bakmadığı için fizik olarak yokları oynuyor. Feghouli güçsüz, Aanholt ise hem disiplinsiz hem de kafasına göre oynuyor. Oğulcan da uzun maç eksikliğinin sıkıntısından katkı vermedi. Ben Fatih Terim'in yerinde olsam birçok temel eksikleri olsa da Ömer Bayram'a çok daha fazla şans veririm. Kerem de çok erken havaya girmiş. Bunlar hiç iyi görüntüler değil. Dün gece tek beğendiğim isim ilk defa oynamasına rağmen genç Assunçao'ydu.Gelelim Kayserispor'a. Bileğinin hakkıyla 3 puanı aldı. İyi bir taktik uyguladılar. Tek eleştireceğim yanları 3. golden sonraki uzun sürede morali bozulmuş rakipleri karşısında hiç etkili kontrataklar yapamayışlardı. Tüm futbolcular başarılıydı. Bir ismi ayırıyorum, o da Hosseini.
LEVENT TÜZEMEN - FOTOMAÇ | Fatih Terim'in hayalleri ile Galatasaray'ın sahadaki gerçekleri uyuşmuyor. Ve o gerçekler; "Bu Galatasaray şampiyonluğa oynamaz" diyor. Ayrıca o gerçekler Terim'e "Şapkanı önüne koy ben nerede hata yapıyorum?" şeklinde bir soru soruyor. Galatasaray kaybedebilir. Ağır sonuçlar da alabilir. Asıl sorun; Galatasaray'ın belirli bir oyun anlayışı yok. Terim'in hayaliyle kurulan yeni kadroda tecrübeden çıkıp gençlik ateşinin içine bodoslama atlamanın faturasını Galatasaray ödüyor. Galatasaray gibi büyük bir kulübün adam olacak çocuğa değil, adam olmuş çocuğa ihtiyacı var. Alınan tüm gençler için yetenekli deniyor ama ne zaman bal yapacakları ise bilinmiyor. Maalesef tecrübe ile gençliği harmanlayamayan Terim'le, Galatasaray bu tür yenilgileri yaşayacaktır. Terim eğer Lazio maçındaki kimliğini bulamazsa hem kendisi hem de Galatasaray toparlanamaz. Bu takım, Terim'in '8 de kapanır 18 de kapanır' sözünü yerine getiremez.Gençleşmiş Galatasaray'da rotasyonun şart olduğunu düşünmüyorum. Halil 22, Cicaldau 24, Berkan 23, Morutan 22, Boey 21, Assunçao ve Barış Alper 21 yaşında. Eğer bu isimler sakatlık dışında 3 günde maç oynamayacaklarsa Galatasaray'da ne işleri var? Ayrıca deplasmanda bu kadar derin rotasyon yapılmaz. Terim'in aklı Alanya önünde yapmadığı rotasyonda kalınca Kayseri'de birbirine yabancı 11'i sahaya sürdü ve sonuç felaket oldu. Üst üstü alınan yenilgiler için "Takım genç. Zamana ihtiyacımız var. Taraftarlarımız sabırlı olsun ve destek versin" diyerek geçiştirilemez. Galatasaray'ın bir oyun anlayışı yok. Bazı futbolcuların da kumaşları iyi değil, kaliteleri yok ve oyun akılları yetersiz. Örneğin; Yedlin'in topa çıkarken elini açmasının bir açıklaması olamaz.
ŞANSAL BÜYÜKA - MİLLİYET | Galatasaray tarih yazıp Avrupa Şampiyonu olurken bu takımın saha içi patronluğunu Hagi yapıyordu. Devam eden altın yıllarda Selçuk İnan ve Melo gibi iki lider oyuncu vardı. Biri oyunu kuran, diğeri kötü giden oyuna isyan eden...Bitmedi, Sneijderli, Drogbalı, hatta Gomezli yıllar, Galatasaray’ın altın yıllarıydı. Hangi sezon şampiyonluk yaşandıysa, o sezon Galatasaray kadrosunda bir, hatta birden fazla usta, lider oyuncu vardı.Galatasaray sarsıldı mı, yere düşmesini engelleyen, yere düşünce elini uzatıp kaldıran, paniklemeyen, “görüp geçirmiş” usta oyuncular... Belki gençler kadar koşmuyorlardı ama bu işi yetenekleriyle, kariyerleri ile gençlerden iyi yapıyor, o gençlere de “rol model” oluyorlardı.Şimdi Galatasaray sarsılınca, dağılınca, zor durumda kalınca, elinden tutup kaldıracak, takımı toparlayacak bir usta, bir tecrübe var mı?Kabul edelim ki, Galatasaray bu gençleştirmeyi çok “hesapsız- kitapsız” yaptı, takımda tek “patron” bile bırakmadı. Şimdi çok ağır biçimde bu yanlış planlamanın bedelini ödüyor.Kayseri maçından sıcak bir örnek vereyim. Maçın kırıldığı ilk gol öncesi... Mensah sağ kanattan frikik atarken, Galatasaray ceza alanı içinde ezici biçimde çoğunluktaydı, tam 9 oyuncu... Buna rağmen bomboş kalan Thiam, Mensah topuna gelişine vurup, Galatasaray adına yıkımın başlangıcı oldu.İşte bu frikik sırasında sahada bir usta, bir tecrübe, bir patron olsa “Beyler, Thiam bomboş, biri kapatsın” der, en azından kendi gider, Thiam‘a o rahat vuruşu ve golü gene yaptırmazdı.Galatasaray‘ın genç kadrosu henüz “emekleyen” yavru aslan gibi... Ava gidecek durumda değiller. Ancak ava giderken avlanıyorlar. Bu gençliğin, hadi tecrübesi yok ama isyanı niye yok, bunu anlamak mümkün değil...Oyun 3-0... Basan, coşan, ilk hamleyi yapan hep Kayserisporlu oyuncular oldu.Daha önce de yazdım, Galatasaray beklerini alırken hep ofansif yönlerini düşünüyor. Savunmasına hiç bakmıyor. Van Aanholt’un hücumuna bakıp yere-göğe sığdıramıyoruz. Ama savunmasına bakın: Sıfır...Galatasaray gençleşince fizik gücü artar sandık, yanılmışız. Üstelik takımın kimyası bozuldu. Fizik sıfır, kimya sıfır, çaktın... Nasıl maç kazanacaksın?Hikmet Karaman bu ülkenin kendini yenileyen, geliştiren bir - iki hocasından biri...Bakmayın hep kriz dönemlerinin takımlarına gittiği için bu ülkede geleceği yerlere gelemedi. Emrah Başsan, Thiam, Mensah üç büyüklerde başarılı olamadılar ama kabul edelim ki “orta seviyeli” takımların büyük oyuncuları... Geçen yılları Trabzospor forması ile geçiren savunmanın mendireği Hosseini‘nin süper oyununun hakkını da teslim etmeliyiz.Kasımpaşa’ya karşı 2-0 öndesin, 2-2’ye yakalanıyorsun. Trabzon’a karşı 2-0 öndesin, 2-2‘ye yakalanıyorsun. Eee, Kayseri önünde 2-0 yenikken sen de 2-2‘yi yakalasana... Elini- kolunu bağlayan mı, bacağından çekip seni tutan mı var?Daha da kötüsü: Galatasaray kaybeder ama rakip seyirciye “oley” çektirtecek kadar “aciz” duruma düşmez. Galatasaray için, Fatih Terim için sözün bittiği yerdeyiz.
ALİ GÜLTİKEN - SABAH | Topa sahip olmak ile oyuna sahip olmak farklı şeyler. G.Saray topla daha çok oynadı ama saha içinde olan performansa bakınca gördüğümüz şey ise etkisiz elemanlar topluluğu. Yaparmış gibi davranmak tabiri dün akşam Galatasaray oyununda karşılığını buldu. Oyuncularda belki bir şeyler yapma gayreti var gibiydi ama zihinlerdeki konsantrasyonun yetmediğini gördük. Futbol yüzde 100 oyun. Bunun açıklamasını Kayserispor dün akşam performansıyla çok net bir şekilde yaptı. Kalecisinden santrforuna kulübede bulunan malzemecisinden teknik direktörüne kadar herkes maçın içerisindeydi. Oyuna öyle bir sahip oldular ki Galatasaray maçın hiçbir bölümünde, bu maçı kazanabilirim hissini yaşamadı. Daha doğrusu Kayserispor yaşatmadı. Muazzam bir takım bütünlüğü içerisinde hareket ettiler. Oyunun boyunu kısalttılar. Orta alanda Galatasaray'ın oyun kurmasına müsaade etmediler. Ne beklerin ne de kanat oyuncularının etkili olmasına izin vermediler. Yenen gollerde, özellikle Thiam'ın ayağından gelen ilk golde olan organizasyon alkışlanacak türdendi. 3-0'lık mağlubiyet çok ağır. Bir de bunu son 4 maçta kaybedilen 10 puanın son halkası olarak düşündüğümüzde Galatasaray adına büyük bir yıkım gibi görünüyor. Galatasaray'da elle tutulabilecek çok fazla bireysel oyuncu performansı da göremedik. Oğulcan'ın ilk yarıda bir iki denemesi dışında Galatasaray'ın en etkisiz oynadığı maçlardan biri oldu. Hücum için Galatasaray çözüm üretebilir ama bu savunma zaafları onlara çok ağır faturalar çıkardı, bundan sonra daha da çıkaracak gibi görünüyor.
BÜLENT TİMURLENK - SABAH | Bir yol ayrımındasın, elinde harita, navigasyon yok ama gidecek yolun var. Biri doğru, diğeri tarlaya çıkıyor. Galatasaray, Lazio sonrası Alanya maçında rotasyon yapmayıp tarlaya çıkan yola saptı ve eldekileri de yol ayrımına kadar geri koşturup yordu. Vardığı noktada tabelada mağlubiyet vardı. "Rotasyon yapmalıyım" dediği maçta rotasyon yapmayan Fatih Terim, dün rotasyon kabul edilemeyecek bambaşka ve acayip bir 11 ile mağlubiyete davetiye çıkardı.Bir takımın sisteminin olabilmesi için onu uygulayan bir ideal 11'i, uzun maratonda da dublörleri olmalı. Her maç bir film ama bir sezonda her maç bir tiyatro temsili. Sahnede bir senaryonuz, sahada bir sisteminiz olacak. Sahnede bir kadronuz, sahada bir ideal 11'iniz olacak. Sahnede bazen ustalara, bazen gençlere doğaçlama imkânı verecek kadar sağlam bir senaryonuz olduğunda oyununuz şaşırtacak. Sahada da kemik kadronun baş artistleri doğaçlama yaparken, kulübeden gelenler rolün, oyunun hakkını verecek.Galatasaray'da bir sistem yok, doğal olarak onu sahneye koyan bir ideal 11 de yok. Yeni kurulan, son dakika transferler yapan bir takım olabilir ama genç takım diye yola çıkıp Cicaldau ve Berkan'ı İstanbul'da bırakıp, Kerem ile Morutan'ı kulübede başlatır, ilk kez oynayan Oğulcan-Assunçao ve son kez ne zaman iyi oynadığı belli olmayan Feghouli ile başlarsanız, Hikmet Karaman'ın takımı cezayı keser. Biri çalışılmış frikik, biri nefis plase, biri de penaltı ile…Taraftarı önünde Alanya maçında 46. dakikada skor 0-0 iken 3 oyuncu değiştiren Galatasaray, dün 2-0 gerideyken ikinci yarıya yine 3 değişiklikle başladı. Değişen bir şey yoktu… Lazio maçındaki bir doğruyu, ligdeki iki yanlış aldı götürdü… Rakibine oyununu kabul ettirmek istiyorsan, oyununu bu ülkeye ezberletmen lazım. Futbolda sistem budur…